27 Şubat 2009 Cuma

Yolcu

Çantamda çikolatalar, drajeler, temiz kıyafetler, zamana eşlik edecek bir kitap ama en çok da hasret var. Hasretimi belki bir parça dindirecek bir yolculuğa çıkıyorum ben. Döndüğümde çantam kirliler, makinam yeni fotoğraflar dolu yüreğim ise biraz daha dingin olacak...

Bir bulut olsam...

Bir bulut olsam yüklenip yağsam

Dökülsem damla damla toprağıma

Bir deli nehir bir asi rüzgar

Olup kavuşsam üzüm bağlarına

Bir çiğ tanesi, bülbülün çilesi

Annemin sesiyle güne uyansam

Radyoda yanık içli bir keman

Ağlasa nihavend acemaşiran

Bir turna olsam yollara vursam

Uçabilsem kendi semalarıma

Bir seher vakti sılaya varsam

Selam versem ah sıradağlarına

Komşunun kızı çoban yıldızı

Yaz bahçeleri yesil mor kırmızı

Ah şişede la'l hem de ay hilal

Bir daha da görmedim öyle yazı

25 Şubat 2009 Çarşamba

Herkese günaydın!...Şu an herşeye rağmen bir gülümseme var yüzümde. Sebebi de budur! Yılmaz Özdil'i hergün zevkle okuyorum. Kimi zaman gülüyorum, kimi zaman daha da düşündürüyor beni...Fikrinize ve kaleminize sağlık Yılmaz Özdil!

23 Şubat 2009 Pazartesi

...

Her akşam aynı manzara haberlerde...Dikkat ettiniz mi? Değişmeyen haber hep işsizlik! Bu akşam Star Haberde Adana'daki işçileri gösterdi. İşsiz işçileri...Kapatılan dev fabrikanın ağlayan çalışanlarını. Ellerinde pankartlar, gözlerinde yaş...Tek istedikleri işlerine geri dönebilmek...Çoğu erkek... Çoğu baba...Lokmalar boğazımda kaldı bu haberi izlerken. Gözlerimdeki yaşlara engel olamadım. İş yerleri bir bir kapanıyor, işsizlik ordusu gitgide büyüyor. Nereye kadar böyle gidecek? Sonumuz ne olacak? Allah herkesin yardımcısı olsun!...Umarım herkes gerçeklerin ve içinde bulunduğumuz durumun farkındadır...

20 Şubat 2009 Cuma

Muhallebili Kadayıf


Şu sıra annemin favorisi oldu bu tatlı. Her misafirine yapıyor neredeyse. Hem hafif hem de çok lezzetli bir tatlı. Şerbetli olanı da yapılıyor ama bu daha hafif diye düşünüyorum. Özellikle yemeğe gelen misafirleriniz için ideal bir sunum ve tat. Tarif Portakal Ağacı'na ait. Buradan Hatice hanıma teşekkürler.

Malzemeler (Kadayıf için):

300 gr. kadayıf (Ben pişmiş hazır kadayıf kullanıyorum)

6 yemek kaşığı toz şeker

5 yemek kaşığı tereyağı

1,5 su bardağı doğranmış ceviz

Malzemeler (Muhallebi için):

1kg süt

4 yemek kaşığı un

2 yemek kaşığı mısır nişastası

2 türk kahvesi fincanı toz şeker

1 yumurta

1 paket vanilya

1 küçük paket (süt paketinde) krema

Yapılışı: Pişirmeden önce kadayıfları 1-2 saat dondurucuda tutun. Sonra kadayıfları elinizle kırın, tereyağı ve şekeri ekleyerek kızarana kadar devamlı karıştırarak pişirin. En son cevizleri de koyup , ocaktan alın. Soğumaya bırakın. Daha sonra süt ve krema hariç tüm muhallebi malzemesini tencereye koyun.Üstüne azar azar sütü ekleyerek muhallebinizi pişirin. Soğuduktan sonra da kreamayı ekleyerek iyice karıştırın. İki karışım da soğuduktan sonra büyük dikdörtgen veya kare cam borcama önce kadayıfın yarısını yayın. Sonra üstüne muhallebiyi dökün. En son da tekrar kalan kadayıfı yayın. Afiyet olsun! Sağlık versin!

19 Şubat 2009 Perşembe

Bahar çabuk ol!

Ilık bir hava, çiçek açmış ağaçlar, cıvıldayan kuşlar, yakmaya başlayan güneş...Şimdilik hayal değil mi?Baharın gelmesini bu kadar istediğim bir yıl olmamıştı sanırım...Gözüm cıvıl cıvıl, rengarek kıyafetlerde. Çizmeleri, montları atasım var! Haksız da değilim ama daha dün kar beklerken dışarıda güneşli mi güneşli bir hava var. Sanki Nisan! Yalancı bahar bu mu dersiniz? Ama belki de doğrudur. Ben Aralık'tan beri baharı çağırıyorum çünkü. Dayanamayıp bu sene erken gelmiş olamaz mı? Herşeyin bir zamanı var değil mi? Kışın da baharın da...Ben 17 Mayıs'a odaklandığım içim gözümde ve aklımda başka birşey yok!...(Bahar sen yine de çabuk ol!)

16 Şubat 2009 Pazartesi

Özlüyorum...


Özlüyorum çok...

Kuzumla uyumayı,

Sımsıkı sarılmayı,
Gözlerimin taa içine bakışını,

Beraber saatlerce film izlemeyi,

Birbirimizi kandırıp hadi gidelim deyişlerimizi,

Gözlerini gösterip; "Bak güneşte yeşil oluyorlar!" deyişini,

Sucuklu omletini,

Bitanem deyişini,

Kıvırcık saçlarını,

Herşeyini,

Herşeyi,

İstanbul Onsuz o kadar güzel değil...

Şarkılarda yarım kalan birşeyler var...

Onsuz eksiğim...

Herşey eksik...

Ben böyleyim bu sıralar...

Melonkolik, hasret dolu...

Şu an radyoda bizim şarkımız çalıyor:

Sevdan bir ateş oldu bende
Gönlüm bir deli çoştu sende...
Şafak:89!...

14 Şubat 2009 Cumartesi

İçimden geldi...

Sevgi;

Her sabah uyandığında sana gülen gözlerle bakan bir yüz…

O’nun yanında huzurla uyumak…

Moralin bozuk olduğunda seni güldüren bir çift söz…

Gözünden süzülen yaşları silen yumuşak bir el…

Bir telefon kadar uzak sıcacık bir ses…

Seni her akşam sıcacık yemeklerle karşılayan bir sofra…

Eline uzanan bir el…

Gözüne değen bir göz…

Sen mutlu ol diye uğraşan güzel bir yürek…

Sevdiğinle yaptığın bir Pazar kahvaltısı…

O’nun gözlerindeki mutluluğa şahit olmak…

O’na sımsıkı sarılmak...

En sevdiğin yemeği O’nunla beraber yapıp, yemek…

Belki de sadece O’nunla olmak…

13 Şubat 2009 Cuma

...

Keyfim yok şu sıralar...İş yeri gergin, insanlar gergin...Kriz aldı başını gidiyor. Kimileri Mart'ta düzelir diyor kimileri 2010'a kadar böyle gider diyor. Durumumuz gerçekten iyi değil! Ne kadar inkar edilirse edilsin yaşananlar ortada! Sadece sokaklara bakmanız yeterli: Boş daireler, boş dükkanlar. Her gün iş yerleri kapanıyor, insanlar işşiz kalıyor! Ben daha önceki krizde öğrenci olduğum için pek birşey anlamamıştım. Şu an çalıştığım için herşeyin farkındayım. Ayrıca şu da bir gerçek ki bu kriz global bir kriz! Tüm dünya sıkıntıda! Moralim bozuk kısacası...Evle ilgili planlarım vardı: Kuzum gelmeden evi boyatmayı ve küçük odayı düzenlemeyi düşnüyordum. Şu ortamda küçük bir adım atmaya dahi korkar oldum! Ne olacağımız belli değilken fazla harcama yapmamak en iyisi sanırım. Şimdi biz hepimiz evrene herşeyin düzeleceği ve süper olacağı mesajını yollasak, işe yarar mı sizce? Hani pozitif düşünmeye çalışıyoruz ya!...

Herşeye rağmen mutlu haftasonları!...

I Love Your Blog!

Yeni bir mim başlamış: I love your blog! Aysun ve Özlem beni mimlemişler. Çok teşekkür ediyorum. Kurallar:

1. Seni ödüllendiren blog yazarının linkini vermek,

2. Bu ödülü başka 7 blog sahibine linklerini vererek göndermek,

3. Seçilen blog yazarlarını durumdan haberdar etmek.

Ben bu ödülü okuduklarım kısmındaki bütün arkadaşlarıma gönderiyorum. İyi ki varsınız! İyi ki yazıyoruz, paylaşıyoruz!...

6 Şubat 2009 Cuma

Küçük yer...

Dün Yol Arkadaşım'ı izlerken küçük bir yerde yaşama isteğim dirildi yine. Bir an dedim ki ben de dostlarımla aynı zamanda komşu olabilsem. Bir bir ucunda, diğeri bir ucunda olmasa şehrin...Bir dertleri, bir sıkıntıları olduğunda montumu giyip 10 dak. sonra onlarda olsam ya da onlar gelse. İşe gitmek için sadece 10 dak. yürüsem. Bir çarşı olsa, o da herkese eşit mesafede olsa...Herkesi tanısam, sokakta yürürken selam versem herkese. Trafik olmasa, bir yere ulaşmak için ömrümüz yollarda geçmese...

Bu yer deniz kıyısı olsa. Yazın her haftasonu denize girebilsek. Temiz havayı içimize çeke çeke piknik yapsak canımız ne zaman çekerse. Evimiz bahçeli olsa, haftasonları bahçesinde kahvaltı yapsak...Sevdiklerimizle uzun uzun sohbetlerimiz olsa o bahçede...Deniz görmese de denize yakın olsa. Bunaldıkça atsak kendimizi...Pazardan taze ve hormonsuz sebze-meyve alsak. Kendi yakaladığımız balıkları pişirip yesek afiyetle...Ufak şeylerden mutlu olsak...Büyük şehir insanları boğmasa, yüzleri hep gülse...
Mutlu haftasonları!...

4 Şubat 2009 Çarşamba

Brokoli Çorbası

İşte bir türlü tarifini yazamadığım brokoli çorbası. Bu soğuk havalarda içinizi ısıtmak ve hastalıkları önlemek için süper bir tarif. Ben bu çorbayı malzemelerinden dolayı sebze çorbası olarak adlandırsam da annem brokoli çorbası demekte ısrar etti:) Buyrun bakalım tarif...


Malzemeler:

1 adet pırasa

1 adet havuç

1 adet patates

500 gr. brokoli

2 yemek kaşığı un

1 yemek kaşığı tereyağ

1 bardak süt

Yapılışı: Brokoli hariç tüm sebzeleri küçük küçük doğrayıp, kaynatın. Sonra brokololileri de koyun. Biraz pişirdikten sonra blenderden geçirin. Ayrı bir yerde tereyağı ve unu kavurun. Sonra sebze karışımını katın ve sütü ilave edin ve biraz pişirin. Kıvamı koyu olacağı için kaynamış su ilave ederek çorba kıvamına getirin. Afiyet olsun! Sağlık versin!